Kaçkarlar

Kaçkarlar… Oldukça davetkar… Daveti geri çevirmek olmazdı…

2 yıl Artvin Vakfı için yaylalarda ve dağlarda fotoğraf çekip Kaçkarlar’ın hep etrafından dolaşmıştım. Uzaktan doruklarını görüp iç geçiriyordum. Bu sefer planımız Kaçkarlar’dı…

Serkan’la birlikte uzunca bir otobüs yolculuğundan sonra Rize – Pazar’a iniyoruz. Daha sonra bize rehberlik etmesi için önceden anlaştığımız genç arkadaşımız Mehmet’le Ayder Yaylası’nda buluşuyoruz.

Bir gece Ayder’de konaklayıp sabah araçla Kavrun’a geçiyoruz. İlk gece konaklayacağımız Göller Yöresi’ne doğru sırt çantalarımızla yürüyüşümüze başlıyoruz. Doğanın eşsiz güzelliği ile büyülenmemek elde değil. Sırtımızdaki kamp malzemeleri ve fotoğraf ekipmanının ağırlığı ilk etapta bizi hiç rahatsız etmiyor. Sis gelip de etrafımızı göremeyinceye kadar keyifle yürümeye devam ediyoruz. Sis dağılmıyor, ıslanmaya ve yorulmaya başlıyoruz; etrafımızda sadece su sesi var. Görüş zaman zaman 2-3 metreye kadar düşüyor. Trekking için atmosfer keyifli; ancak fotoğraf çekmek için oldukça sancılı bir süreç başlıyor. Zaman zaman yeşillikler, zaman zaman kayalık araziler içinden yürüyüşümüz devam ediyor.

Zengin florası, değişken kaya yapısı, kaynak suları ve endemik bitki türleri ile bence Türkiye’nin en keyifli bölgelerinden birindeyiz ama sis bir türlü dağılmıyor. Kamp yapacağımız bölgeye geliyoruz. Çadırlarımızı kurup bir şeyler yedikten sonra dinlenmeye çekiliyoruz.

Sabahın ilk ışıkları yine sisle birlikte bize merhaba diyor! Etrafta kısa bir yürüyüş yaptıktan sonra çadırlarımızı toplayıp yürüyüşe devam ediyoruz. Hava yüzünden kıyafetlerimiz bir türlü kurumuyor ama atmosferden olsa gerek hiçbirimiz rahatsız gibi görünmüyoruz. Öğlene doğru en sonunda hava açıyor; etrafı izleyerek yürüyüşümüze devam ediyoruz. Değişken yapılı, granit ve volkanik katmanlı zeminlerden ve buzulların arasından geçip yürüyüşümüze devam ediyoruz. Ara sıra tekrar bastıran sis zaman zaman bizi yavaşlatıyor.

Kaçkarlar – Kavrun (3937m) sonunda karşımıza çıkıyor. Kuzey yönündeki buzulların olduğu kısımdan bölgeyi izleyip, Öküz Çayırı’nda (3000m) biraz fotoğraf çektikten sonra Dilberdüzü’ne doğru yol alıyoruz. Yavaş yavaş etrafımızda başka gruplar da beliriyor. Bazı kalabalık gruplar, çıkışlarda zeminin yapısından dolayı taş düşmelerine neden olduğu için zaman zaman hızlanıp zaman zaman yavaşlıyoruz. Bölgede en çok dikkat edilmesi gereken konulardan bir tanesi de her an karşılaşabileceğiniz kaya ve taş düşmesi riski.

Dilberdüzü’ne ulaşıyoruz (2750m). İyi bir kamp yeri. Klasik rotayı kullanacak olan birçok grup burada bir gece kamp yapıyor. Su sorunu yok; genel olarak Karadeniz su konusunda konuklarına pek sorun çıkarmıyor. Yakınlarda yerleşim yoksa hemen hemen yer kaynaktan su içebiliyorsunuz. Biz de biraz dinlenip çadırlarımızı kuruyoruz ve akşamüstünü etrafta kısa yürüyüşler yaparak, dinlenerek geçiriyoruz.

Sabah erkenden yola çıkıyoruz. Klasik rotayı takip ediyoruz. Üzerimizde kamp yükü olmadığı için daha rahat hareket ediyoruz. İlk durağımız Deniz Gölü (3400m). Sıkı bir tırmanıştan sonra Deniz Gölü’ne ulaşıyoruz. Bölgede bu kadar büyük olmasa da 14 tane daha buzul gölü bulunuyor. Mutlaka görülmesi gereken masalsı bir göl ama biz sis yüzünden yine göremiyoruz. Dönüşte tekrar uğramak üzere zirveye doğru yol alıyoruz. Bir anda bastıran sis, bölgede dikkat edilmesi gereken bir diğer risk faktörü. Bölgeyi çok iyi bilseniz de sis yüzünden yolunuzu kaybetme olasılığınız çok yüksek. O yüzden mutlaka rehberler eşliğinde tırmanış yapmanızı öneririm. Rehberimiz olmasına rağmen sis yüzünden biz de yolumuzu şaşırıp 2-3 saatlik bir zaman kaybediyoruz.

Ani bastıran sis (bölgede duman da deniyor) biraz dağılınca zirveye giden yolu buluyoruz. Oldukça dik ama tırmanması keyifli rotamızda birkaç kez ellerimizi de kullanmamız gerekiyor. En sonunda zirveye ulaşıp zirve defterine biz de birkaç satır karalıyoruz.

Sis dağlıyor, dönüş daha keyifli… Güneşten yumuşamış kar içinde zaman zaman kayarak etkinliğimizi tamamlıyoruz.

Biraz daha rahat bir etkinlik isteyenler Yusufeli’nden Olgunlar’a araç ile çıkabilir. Olgunlar’dan Dilberdüzü’ne kadar (sosyete rotası da deniyor) eşyalarınız için katır kiralayabilirsiniz. Final olarak da Ayder Yaylası’ndaki kaplıcalar ile kendinize sıcak bir ödül verebilir ve bu ödülü yöresel tatlar ile taçlandırabilirsiniz.

Temmuz 2008

Lütfen Paylaşın